Çarşamba, Aralık 21, 2005

İnci Pastanesi

Önemli not: Robert Gadling arkadaşımız izlenimlerini yazdığı mekan, Urban Gourmet'in tanıtmayı amaçladığı mekan profiline uymadığı gibi, tam aksi yönde bir mekandır. Bu sebeple arkadaşımızın Gourmet'liği askıya alınmış olup, her şey sizler içindir.

Yer:İstiklal caddesi
Spesiyal:Profiterol
Tür:Pastane
Fiyat:$$$$
Doyuruculuk:OOOH!
Puan:7,6/10
Lezzet: 10, Servis: SELF, Menü: 7, Dekor: 6

Taksime akmışsınızıdır. Hedefiniz gezmek dolaşmak içmek eğlenmek sevgilinizle buluşmak olabilir. Veya binbir türlü başka şey olabilir. Ama eğer taksime gitmişseniz ve yanınızda fazladan 4 milyonunuz da varsa yapmanız gereken tekşey, gitmeniz gereken tek yer vardır. İnci Profiterol. Paranın fazlalık olması da gerekmez. Bu amaç uğruna bi bira eksik içmek fedakarlık dahi sayılmaz bence..

İçeri girersiniz. Sağ tarafda masalar dizilidir. Boş yer varsa atlarsınız hemen. Kurulursunuz. Sonra birden tezgahtaki dizi dizi tabaklar gözünüze ilişir. Evet, evet! Bunlar onlardır. O ünlü inci profiterolleri..

Tezgahta dizilmiş halde görünce gözünüze çok sıradan şeyler gibi gözükebilirler. Onları alırken yemekhanenizden yemek alır gibi hissedersiniz. Ama bu yiyeceğiniz bir yemekhane tatlısı değildir. Bu cennet sofralarından bir tatlıdır. Sadece bunun tarifi (şükürler olsun ki) insanlar tarafından keşfedilmiştir.

Kaşığı elinize aldığınızda kalbiniz biraz daha hızlı çarpar. Onu nihayet tadıyorsunuzdur. Bu bininci gidişiniz de olsa onu NİHAYET tadıyorsunuzdur. Çünkü her seferi ilk sefer gibidir (azalan verim yasasıymış... pehh).

Onu yediğiniz kısım, siz elinizi ne kadar ağırdan da alsanız, çok çabuk geçer. Tabak da hiçbirşey kalmadığını anladığınız an kendinize gelirsiniz. O an evde olmayı ve o tabağı doya doya yalamak istersiniz. Ama bunu orada yapamazsınız. Eliniz bi tane daha almak için uzanır. Ama ne yazık ki bu meret pahalı bir şeydir. Dudağınızı yalarken etrafa bakmaya başlarsınız. Dükkanın içlerine doğru masalar uzanır. Dekor pastane açıldığından beri değiştirilmemiş havası verir. Orası yıllar öncesiden kalma kotarılmış bir tarih sahnesidir. Orası -eğer gitmişlerse- anne babanızın gençlik yıllarında gittiği pastanedir hala... Bakmaya devam edersiniz. Diğer tarafta pastalar dizilidir. Pastalar da güzeldir hani. İlerde almak için aklınızda tutarsınız...

Sizin profiterolü aldığınız yerin hemen altında ise tepsi tepsi profiteroller durur. Üstlerine sos dökülmemiştir ama soslarda dökülmek üzere hemen üstlerindeki raftadır. Bu tepsiden bi tane almanın planlarını yaparsınız. Ama 100 milyon vermek ve o kadar çok yiyip tatlıdan bıkma riskini göze alamazsınız.

Artık kalkma zamanıdır. Dükkanın en dibindeki kasaya gider, 4 milyonu verir sonra gözünüz arkada kala kala dışarı çıkarsınız.

Beyoğlu'nun en güzel yerlerinden biridir İnci Profiterol. Meydan - Tünel doğrultusunda Galatasaray Lisesi'ne gelmeden soldadır. Hemen yanında "2 Süper Film Birden" tabelası vardır. Hele eğer oraya gidecekseniz öncesinde enerji almak içinde iyi bir tercihtir İnci. Belki de sinemanın buraya açılması bu açıdan bir tesadüften ötedir. Belki çalışanlar arası bir ilişki, bir karşılıklı alışveriş vardır. Bilinmez!!! Bunlar bizimle alakasız konular tabii ki...

Son olarak şunları belirtmek gerekir ki: Aslında pek alternatif bir mekan değildir İnci, ama alternatifi de yoktur. İlk imkanda gidilip (nihayet) bir daha yenmelidir.

2 yorum:

  1. inci pastanesi aynı zamanda kahvaltı yapmak için de tavsiye edebilecek bir mekandır. özellikle fazla yağlı olmayan sade ve peynirli poaçaları bir de ay çöreği... bir rivayete göre bir gün önceden kalan profiterolden yapıyorlarmış.

    YanıtlaSil
  2. Bugün hafif bir soğuk algınlığı, grip başlangıcı, canım çok fena tatlı bir şeyler istiyor. İstiklal caddesine çıktım ve keyifili bir gün olsun, İnci'den alayım dedim. Uzun zamandır kaliteli ve tarihi bir yer olduğunu duymuştum. Küçük kanepe pasta çeşitlerinden bir paket yaptırdım. Fakat evde paketi açıp ta ilk lokmamı aldığımda eşekten düşmüşe döndüm. Pastanın alt ve üst kısmı taş gibi sert, ortası katı margarin kıvamında. Bayat ama kaç günlük olduğuna kafa yormak lazım, tadının berbat olduğu zaten anlaşılmıştır. Diğer çeşit pastalardan iyice olanlardan bir-iki tanesini yedim va kalanını doğru çöpe attım. Bu "güzide" pastanenin sahibinin de kulakları çınlamıştır bu arada. Eminim ki küçük sokaklardaki üçüncü dördüncü sınıf pastanelerde bu kadar kalitesizlik yoktur. Yazıklar olsun diyorum. Birileri bir zamanlar emek vererek bu ismi yapmış, bu kesin, ama insanların bu isme duydukları güveni ve saygıyı suistimal edip eşek yerine koyan şimdiki sahibi/sahipleri kimse esefle kınıyorum. Benden kazandıkları para da zehir zıkkım olsun.

    YanıtlaSil